Eski, tarihi, otantik ve özgünlük değeri olan, önemli bir olaya ev sahipliği yapmış eserin, aslına uygun olarak, asli malzemeden, asli yapım tekniğinden ve özgünlüğünden faydalanarak, mümkün olduğu kadar az müdahale ile koruyarak onarılmasıdır.
Bu işlem esnasında, yapıya ya da tarihi esere herhangi bir değişiklik katacak bir yorumda bulunmak restorasyon ruhuna aykırıdır. Eserin kendi nesnel ve özel koşulları incelenmeli ve benzer dönem eserlerinin de ışığında eserin aslını yeniden ortaya çıkaracak şekilde yapılması gerekir. Restorasyon yapılmadan önce derin bir inceleme ve belgeleme aşamasına gerek vardır. Ancak bundan sonra restorasyonun tamir aşaması ve son olarak koruma aşaması gerçekleştirilir.
Restorasyon yaparak tarihi eser ve dokuların özgün biçimleriyle korunarak, gelecek kuşaklara aktarılması amaçlanır Restorasyon konusunda uzman ve genelde mimarlık (restorasyon yüksek lisans), müzecilik, restorasyon ve sanat tarihi bölümlerinden mezun kişiler tarafından kontrol altında yapılmak zorundadır.
Restorasyon Nasıl Yapılır?
Her şeyden önce gerekli izinler ve belgeler olmadan restorasyon yapılamaz. Restorasyona konu olan yapılar öncelikle kendisinin ve döneminin eski belgeleri toplanarak incelenir, mevcut durumu röleve ile tespit edilir ve yapının hasar durumuna göre yapılacaklar listelenir. Eski eserler kurumu ile bağlantılı olarak tüm belgeler değerlendirilir ve yapılacak her aşama eksiksiz bir tanımlama, belge ve proje ile kesinleştirilir. Alınan izin çerçevesinde yetkili bir restütatör eşliğinde restorasyona başlanır.
Restorasyonun her aşamasında Eski eserler kurumunun demetini esastır. Her aşamanın onayı sonrasında bir sonraki aşamaya geçilir. İşlemler sırasında hatalı bir ekleme veya imalat yapılmışsa temizleme tekniği ile tüm fazlalıklar kaldırılır.
İzni Almak İçin Başvuru Nasıl Ypılır?
Restorasyon projeleri, işinde deneyimli mimarlar tarafından hazırlanılır. Rölöve ile yürütülen çalışmalar sırasında mimar, yapının bozulmadan en iyi haline gelmesi için çalışmalar yapar. Olası sorunları gözden geçirir ve projeye başlamadan tüm araştırmaların yapıldığından emin olur. Daha sonra projeyi, yapı ile ilgili ayrıntıları barındıran rölöveye göre hazırlar.
Restorasyon çalışmasına başlamadan önce tarihi yapının bozulma nedeni araştırılır. Sonrasında ise bu bozulmayı durdurmak için yapılması gerekli olan müdahaleler planlanır. Bu noktada yapının iç düzeninin ve yapının bütünlüğünün bozulmaması dikkate alınır. Deneyimli mimar ve mühendislerin bir araya gelerek uyguladığı işlem ‘’Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları’’ tarafından onaylanarak kesinleşir. Restorasyon çalışmalarında ise sağlamlaştırma bütünleme, yenileme, yeniden yapma, temizleme ve taşıma tekniklerinden yararlanılır. Binayı koruyabilmek için bu tekniklerden en uygun olanı sağlamlaştırmadır. Çünkü diğer tekniklere doğru ilerledikçe müdahale oranı artar. Buna rağmen eğer yapı hasarlıysa bu teknikler rahatlıkla uygulanabilir.
Restorasyon kararı korunması gerekli görülen değerler için doğru ve sağlıklı veriler ışığında çalışılarak verilmesi gereken bir karardır. Bu açıdan bakıldığında, koruma ve restorasyonun temel sorunlarından biri neyin korunacağıdır. 1983’de çıkarılan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda geçen kültürel varlık kavramı, değişik uygarlıkların sanat anlayışı, bilim ve teknik düzeyi, sosyal yaşamı hakkında somut veriler sağlayan ve korunmalarında kamu yararı görülen eşya ve yapıtları kapsamaktadır.
Restorasyon uygulamalarında yapıların onarımları için genel olarak;
Tekniklerinden yararlanılır. Yukarıda sıralanan tekniklerden birkaçı bir arada uygulanır. Bilimsel restorasyonda olabildiğince az müdahale ile, yapının tarihi belge ve estetik değerinin korunması amaçlanır. Onarım sırasında yapılan müdahalelerin derecesi sağlamlaştırmadan yeniden yapıma doğru artar. Koruma açısından en uygunu, sağlamlaştırma ile yetinmektir. Ancak yapıdaki hasar derecesi arttıkça, müdahalenin kapsamı genişler, tarihi yapıya ekler getiren, dokusunu değiştiren tekniklerin uygulanması zorunlu olabilir.