TARİHİ yaklaşık MÖ 3 bin yılına kadar gidiyor Stratonikeia Antik Kenti’nin. Yatağan-Milas karayolunun 7’nci kilometresine vardığınızda sizi, yapılan kazı çalışmalarıyla ayağa kaldırılan kentin kuzey girişinin ihtişamlı iki ana kapısı karşılıyor.
Antik dönemlerden günümüze yerleşimin olduğu Stratonikeia Antik Kenti içindeki Eskihisar Köyü’nde halen daha kendi evlerinde yaşayan aileler var. Köy meydanında asırlık çınarların altına oturup etrafınıza baktığınızda bütün dönemlerin izlerini görmeniz mümkün.
Karia bölgesinin iç kesimindeki kentler arasında yer alan ve denizle içbölgelerin bağlantısını sağlayan geçiş yolu üzerindeki önemli bir yerleşim yeri olan Stratonikeia, Helenistik Dönem öncesinde Karialılar’ın toplandığı yer olarak biliniyor.
Stratonikeia’daki en eski buluntular, MÖ 3 bine kadar gidiyor. Yazılı bilgiler ve yerleşimle ilgili buluntular, MÖ 2’nci bin sonlarına ait. MÖ 3. yy, 2. çeyreğinden itibaren Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından, önceden üvey annesi, sonra eşi Stratonike adına bu kentin adı değiştirilmiştir.
Augustus Dönemi’nden itibaren, bölgede süregelen barış ve sükûnet ortamına bağlı olarak sürekli bir yapılaşma dikkati çeker. Bizans Dönemi’nde Stratonikeia Piskoposluğu bölgedeki diğer kentler gibi Aphrodisias’a bağlıdır.
Kentte; aralarında agoralar, hamamlar, latrina ve tapınakların da olduğu pek çok antik yapının yanı sıra, 14-15. yüzyıla uzanan Beylikler Dönemi Türk Hamamı da bulunuyor. Antik kentin pek çok yapısında Beylikler Dönemi’ne ait işaret görmek mümkün.
KAZILAR 1977’DE BAŞLADI
17. yüzyıldan itibaren yerli ve yabancı pek çok seyyah ve araştırmacının uğradığı yerlerden biri olan Stratonikeia’da, ilk bilimsel kazılar 1 Ağustos 1977 tarihinde Prof. Dr. Yusuf Boysal başkanlığında bir ekip tarafından başlatıldı ve 1999 yılına kadar sürdü. Kazıların 2003-2006 yılları arasında Prof. Dr. M. Çetin Şahin başkanlığında yapıldığı antik kentte, 2008 yılından bu yana kazı, araştırma ve restorasyon çalışmalarını Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Pamukkale Üniversitesi adına, Bakanlar Kurulu kararı ile Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında bir ekip yürütüyor. Söğüt, antik kentte yaptıkları kazılarda her dönemi göstermeyi amaçladıklarını, hayatın hiç kesintiye uğramadan devam ettiğini göstermek için kamulaştırılan eski evleri de yaşanır hale getirmeyi planladıklarını söylüyor.
Ülkemiz, konumu gereği aktif deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti olarak bugün
DevamıHepimizin ortak sayılabilecek günlük bir rutini vardır. Her sabah evimizden ayrılır iş yerimize veya
DevamıKentsel dönüşüm sürecinin yaygınlaşmasıyla birlikte arsa payı ve arsa payının düzeltilmesi kavramlar
Devamıİnşaat sektöründe, bir çok mühendislik alanı da dahil olmak üzere çok sayıda farklı meslek grubu bir
DevamıTapu ve imar kanunlarında değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunca kabul edildi. Tapu işlemlerinde bü
Devamı